5 Şubat 2008 Salı

HEBBURİ ÖĞRETİLERİ – 5. KİTAP 4. BÖLÜM

Öğrenciler ustaları Ahmat El Kabar’ın direktifiyle yazın bahçedeki tüm çiçekleri söküp yerine sapsarı, üstü benekli enteresan tohumlar ekmişlerdi. İlkbaharda eciş bücüş bitkiler iyice büyüyüp çiçekler açmaya başlayınca küçük dillerini yutacak gibi olup hemen ustalarının yanında aldılar soluğu. Evet. Dallarda her an biraz daha büyüyüp gerçek boyutlarna doğru ilerleyen ellilik banknotlar sallanıyordu gözalıcı bir şekilde. Sadece Ahmat El Kabar değil, Hebburi Tarikatı mali danışmanları da oldukça mutlu olmuştu bu haberi duyunca. Bir süredir kabaran borçları bu sene kapatma şansı doğacaktı sonunda. Hasatı neşeli şarkılarla toplayıp istiflediler ve alacaklıları huzurlarına çağırıp fazlasıyla para dağıtarak herkesi memnun ettiler. Holdinge yerleşen neşeli hava böylece şehrin büyük üreticilerine de sirayet etmiş, İstanbul zincirleme bir tepkimeyle gülen insanların dolaştığı bir yer haline gelmişti.
Ancak bu hava fazla da uzun sürmedi. Paraların buruşup çürümesi topu topu üç gün sürdü ve alacaklılar bir kez daha, fakat bu sefer sinirden köpürmüş bir halde doluştular holdingin bahçesine. Deli gibi bağırıyor, haklarını almadan ve bu terbiyesizliğe dair bir açıklama yapılmadan hiçbir yere gitmeyeceklerini söylüyorlardı.
Ahmat El Kabar dışarı çıkıp ne olduğunu sordu alay eder gibi.
“Daha ne olacak, bize verdiğiniz paralar çürüdü,” dedi aralardan bir havlu üreticisi, kıpkırmızı yüzüyle.
“Tamam da,” dedi El Kabar. “Para da böyle bir şeydir zaten. Ya sizi çürütür ya da kendi çürür. Dua edin gerçek para vermedik. O zaman siz çürüyecektiniz.”
Ancak sayıları yirmiyi bulan firma sahipleri öğretiden falan anlayacak tipler değillerdi. Hücum edip El Kabar ustayı bayağı bir hırpaladılar. Ellerinden zor kurtulan usta holdinge kapandı bundan böyle ve tohumlarla çalışmalarına devam etti. Fakat o, yıllarca uğraşsa da bozulmayan bir çiçek parası asla üretemeyince, borçlardan sıyrılmak üzere bambaşka kurnazlıklar araştırmak zorunda kalacaklardı.

1 yorum:

saykolog dedi ki...

El Kabar Ustanın maceralarını tuvaletten başka bir yerde okuyamıyorum. Gülmekten altıma etmeye başka çözüm bulamadım! :)))