5 Şubat 2008 Salı

HEBBURİ ÖĞRETİLERİ – 4. KİTAP 1. BÖLÜM

Ahmat El Kabar’ın canı o gün balığa çıkmak istedi. Kıyıya gidip öylece bekledi. Ne kamışı vardı ne de başka bir şeyi. Yem de almamıştı yanına. Diğer balıkçılar kıs kıs gülerken o, şaşı gözlerini denize dikmiş bakıyor, dudakları mırıl mırıl kımıldanıyordu. Ve az sonra durduğu yere bir balık atladı. Hemen ardından da ikincisi geldi. Üstelik bunlar öyle küçük falan değil, basbayağı kocaman lüferlerdi. Yavaş yavaş yaklaşmaya başladı hayrete düşmüş insanlar. Çevreliyorlardı büyük ustayı, balıklar karaya atlamak için yarışırken. Ancak bir gariplik vardı. Balıklar önüne düştükçe usta El Kabar bir tekme çakarak onları yine denize yolluyordu. Aralardan, ustayı tanıyan sakinlerden birisi bunu dile getirmekten çekinmedi.
“El Kabar usta, bıraksana yahu balıklar karaya çıksın, niye tekmeliyorsun?”
“Balıklar balıklığını insanlar da insanlığını bilmeli. O yüzden tekmeliyorum biçareleri,” dedi El Kabar.
Böylece de o kalabalıktan en az yedi kişiyi mürit olarak yanına katmış oldu. Diğerlerinin yapacak gündelik birçok işi olduğu için bir saat sonra unutup gideceklerdi yaşanan mucizeyi...

Hiç yorum yok: