5 Şubat 2008 Salı

ANILAR KİTABI – 6. BÖLÜM 5. ANLATI

Bir gün Büyük Usta Stam Sor zamanı durdurabildiğini iddia edince ortalık karıştı. Üstelik bunu faks, telefon ve o zamanlar tarikatın içinde bulunduğu küçük fabrikanın salonunda yaptığı toplantıyla aynı anda dört bir yana yaymış bulunuyordu. Ne zamandır yoktu halbuki ortalıkta. Onun öldüğünü sanan tarikat yetkilileri için dönmesi bile şaşırtıcıyken bir de bu dedikleri...
Yüksek Dervişler Konseyi hemen duruma el koyup bu söylediğini kanıtlamasını istedi Stam Sor’dan. O da bunun kolay olduğunu, tüm yetkilileri Pazar günü saat birde bahçeye beklediğini, hatta sadece bu şaşırtıcı olaya tanık olma değil bir de kuyuda kebap yeme şansına da kavuşacaklarını söylerek onlara küstahça meydan okudu.
Günü geldiğinde konsey üyeleri, Hebburi tarikatı avukatları, müridler, öğrenciler alanı doldurmuş bekliyordu. Stam Sor kürklü cüppesi, kırmızı kalpağıyla önlerinde durup elini kaldırdı.
Güldü birkaç kişi olacaklara inanmadığını belli edercesine.
İndi kol aşağıya.
İnsanların azıcık bir başı döndü, mideleri ekşir gibi oldu ama zaman falan durmamıştı. Dönüp birbirlerine baktılar. Ardından ustaya döndüler hemen. Bu şaklabana söylenecek pek çok söz vardı doğrusu.
Ama bir gariplik de vardı ortada. Gözlerini kısarak ustayı incelediklerinde biraz daha yaşlandığını gördüler. Üstüne üstlük elini indirdiği yerde de değildi şimdi. İki metre kadar yanda durmuştu. Ve. Hay Allah! Cüppesi nasıl da eskimişti öyle.
Dervişler Konseyi Üyeleri hemen bağırışmaya başladı. Zaman geçtiyse kendilerine niye bir şey olmamıştı? Zaman durduysa onun bundan etkilenmemesi mümkün olabilir miydi? Bir göz aldanmasıyla karşılaştıkları ortadaydı. Ustayı giriştiği mantıksız üçkağıtçılık yüzünden lanetleyip oradan ayrıldılar. Kuzunun yendiği, sofrada sadece kemiklerinin durduğu ve göz çukurlarında iğrenç kurtçukların gezdiğiyle bile ilgilenmemişlerdi.
İşin doğrusu ise şuydu: Aşırı dalgın bir kişilik olan Stam Sor zamanı durdurmuştu gerçekten. Ancak aklına bitirmesi gereken bir iş gelip oradan uzaklaşmış, daha sonra ise dünyadaki tüm canlıların durmuş olması hiç canını sıkmadan yıllarca meditasyonla ve aklını kurcalayan yaşam bilmeceleriyle uğraşıp durmuştu. Gelip onları harekete geçirmesi aralarından bir öğrenciyi erzak almak üzere pazara göndermek ihtiyacındandı. Neredeyse hiçbir şey yemediği için stokları bu geniş zaman aralığında anca bitirmişti Stam Sor.
Altı yıl geçmiş, o da bir hayli yaşlanmış olarak, yetkileri kısıtlansa da Hebburi Tarikatı’na hizmet etmekten hiç vaz geçmedi. Bir daha da zamanı durdurmadı.

Hiç yorum yok: